Türk Şirketlerinin Türkçe Sözleşme Yapma Zorunluluğu
TÜRK TİCARİ ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DE YAPACAKLARI İŞLEMLERİ TÜRKÇE YAPMALARININ ZORUNLULUĞU
805 sy K. m.1, 4
Y.11.HD. Esas: 2009/2051 – Karar: 2009/5292 – Tarih: 04.05.2009
ÖZET: 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun'un 1. maddesi uyarınca, Türk ticari müessese ve şirketlerin Türkiye dahilinde yapacakları her türlü işlemi Türkçe yapmak zorunda oldukları, aynı yasa'nın 4. maddesi uyarınca 1. maddede belirtilen şirket ve müesseselerin işlemlerini Türkçe düzenlemedikleri taktirde söz konusu sözleşme ve belgelere dayanamayacaklarının düzenlendiği, 805 sayılı Kanunun 1 ve 4. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde davalı bankanın dosyaya ibraz ettiği ve davacının imzasını taşıyan belgeye dayanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından yatırılan bedeli davacının emir ve talimatı olmadan dövize çevirdiği ve davacının bu işlemden kaynaklanan zararından sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Aslîye Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 18.12.2008 tarih ve 2008/205 - 2008/571 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sultan Gümüş Başaran tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 10.12.2004 tarihinde vekili olduğu E.İ. adına aylık %24 faizi ile davalı bankanın Bahrain Banc Şubesine yatırılmak üzere Pendik Şubesine 1.661.000.000.000.-TL yatırdığını, 21.12.2004 tarihinde paranın faizi ile ödenmesinin talep edildiğini, bankanın paranın yatırıldığını kabul ettiğini ancak faiz oranın %22 olduğu ve hesaba para yatırılırken “vadeli/spot alım satım işlemleri sözleşmesi”nin akdedildiğini, buna göre müvekkilinin mevduatı ile döviz alındığını, hesapta 1.137.517,27 USD bulunduğunu bildirdiğini, müvekkiline ise 24.01.2005 tarihinde 1.530.284 YTL ödediğini, eksik ödenen 251.352 YTL'nın talep edilmesine rağmen ödenmediğini, müvekkilinin gerçekte “vadeli/ spot alım satım işlemleri sözleşmesi”ni imzalamadığını, para yatırılırken kendisine formalite bir evrak olduğu belirtilerek imza alındığını, sözleşmenin tercümesinin verilmediğini ileri sürerek, fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 251.352 YTL'sı alacağın 6.000 YTL’lık kısmının 21.12.2004 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş Yargıtay bozma ilamı sonrasında ıslahla talebini 165.962,31 YTL arttırarak 171.962,31 YTL'nın 21.12.2004 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili davalı arasında paranın yatırılmasından sonra “vadeli/spot alım satım işlemleri sözleşmesi”nin imzalandığını, bu sözleşme ile mevduatının vadede ulaştığı tutarı belirlenen bir kurdan USD'na dönme hakkını sattığını, bu hakkı müvekkilinin fazladan %2.90 oranda ilave geliri sağlayacak bir opsiyon primi ödemeyi taahhüt ederek satın aldığını, müvekkilinin da vade sonunda USD aldığını, vade tarihinde USD kurunun düşük olması nedeniyle doğan zarara davacının katlanması gerektiğini, hesabın Bahreyn şubesinde açılması nedeniyle İngilizce metinin imzalatıldığı ancak bunun yanında Türkçe metinin de davacıya teslim edildiğini, davacının risk beyanı da okuyarak işleme onay verdiğini, davacının 2002 yılından bu güne kadar TL'sı döviz mevduatlarını müvekkili bankada değerlendirildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı bankanın Bahreyn Şubesi'ne gönderilmek üzere Pendik Şubesi'ne 1.661.000.000.000.-TL yatırdığı, işlem esnasında davalı bankanın davacıya İngilizce olarak düzenlenmiş "vadeli/spot alım satım işlemleri sözleşmesi" imzalattığı, davacının söz konusu bedeli talep etmesi üzerine davalı bankanın İngilizce olarak davacıya imzalatılan vadeli/spot alım satım işlemleri sözleşmesine dayanarak hesapta 1.137.517,27. -USD bulunduğunu bildirdiği, davalı bankanın döviz alımına dayanak yaptığı sözleşmenin İngilizce olarak düzenlendiği, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun'un 1. maddesi uyarınca, Türk ticari müessese ve şirketlerin Türkiye dahilinde yapacakları her türlü işlemi Türkçe yapmak zorunda oldukları, aynı yasanın 4. maddesi uyarınca 1. maddede belirtilen şirket ve müesseselerin işlemlerini Türkçe düzenlemedikleri taktirde söz konusu sözleşme ve belgelere dayanamayacaklarının düzenlendiği, 805 sayılı yasanın 1 ve 4. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde davalı bankanın dosyaya ibraz ettiği ve davacının imzasını taşıyan belgeye dayanmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından yatırılan bedeli davacının emir ve talimatı olmadan dövize çevirdiği ve davacının bu işlemden kaynaklanan zararından sorumlu olduğu, davacının toplam zararının 171.962,31 YTL olduğu, Yargıtay bozma ilamından sonra, ıslah mümkün olmayıp davacı vekilinin ıslah talebinin reddi gerektiği, davalı bankanın davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 23.12.2004 tarihînde temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 YTL'nın temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikle tahsiline, ıslahla arttırılan 165.962,31 YTL'lık talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 243,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.