Balyoz Duruşmasında Hakime Savunmayı Kısıtlama Dedik
BALYOZ DURUŞMASINDA HAKİME "SAVUNMAYI KISITLAMA" DEDİK
06.04.2012
ÖZEL YETKİLİ 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ İSTANBUL BAROSU YÖNETİM KURULU İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal ve Yönetim Kurulu kamuoyunda Balyoz Davası olarak bilinen davada mahkeme tarafından savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin yakınmalar ve meslektaşlarımıza cüppe bırakmak suretiyle geliştirilen eylemler üzerine 10. Ağır ceza Mahkemesinin 06.04.2012 günü yapılan celsesine katılmak suretiyle mahkeme heyetinden bir dizi talepte bulundular.
Başkan Kocasakal tarafından mahkemeye hitaben yapılan anlatımda, muhtelif celselerde yaşanan savunma ihlallerine değinmek suretiyle usul kurallarına uygun adil bir yargılama yapılmasını, savunma ihlallerine dönük ara kararlarından rücu edilmesini ve avukata hak ettiği saygınlığın gösterilmesini talep eden bir dilekçe sundu.
Bu talepleri takiben Mahkeme başkanı tarafından yapılan açıklamayı dinleyen Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri daha sonra salondan çıktılar.
Mahkemece celsede verilen ara kararında ise Başkan ve Yönetim Kurulu hakkında suç duyurusunda bulunulması kararı verildiği öğrenildi.
Ara kararın ilgili maddesi aynen şöyle:
“…Duruşmaya başlanılmasına müteakip uzman kişinin dinlenildiği aşamada İstanbul
Barosu Başkanı Av. Ümit Kocasakal ile yönetim kurulu üyeleri olduklarını bildiren kişilerin
Mahkeme Başkanından herhangi bir izin almadan cübbelerini giymiş olarak doğrudan sanık
müdafileri için tahsis edilmiş bölüme oturdukları, Mahkeme Başkanının hangi sıfatla
duruşmaya katıldıklarını sorması üzerine, İstanbul Barosu Başkanın adil yargılama kurallarına uyulmadığı, sanık müdafii meslektaşlarının haklarının ihlal edildiği, taleplerinin reddedildiği, usulsüz olarak salondan çıkartıldıkları, bu şekildeki uygulamanın yasal olmadığı, Avukatlık Kanununun 76, 95, 97 maddeleri gereğince Baro yönetiminin tespitte bulunabileceğini belirterek yargılamadaki adil olmayan uygulamaların giderilmesini belirtmiş ise de;
İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin duruşma salonuna giriş şekilleri, yargılamayı yapan mahkemeye talimat verir şekildeki tavır ve konuşmaları mahkemeyi denetlemeye yönelik görüşlerini bildirmeleri, Anayasanın 138. Maddesinde uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiç bir organ, makam, merci veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyecekleri, genelge gönderemeyecekleri, tavsiye ve telkinde bulunamayacakları şeklinde düzenleme, mahkemelerin talepleri reddetme yönündeki kararların CMK’nın belirttiği şekilde yazsa yolu denetimine tabi olduğu, bu davranışlarının adil yargılamayı etkilemeye yönelik olduğu dikkate alındığında İstanbul Barosu Başkanı ile sundukları dilekçede isimleri bulunan ve İstanbul Barosu Başkanıyla birlikte duruşmaya giren avukatlar hakkında gereğini takdir ve ifası için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına, disiplin işlemi bakımından da Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına müzekkere yazılmasına…”